Basın bülteninizi yazıp, haberinizi medya listeleri ve haber ajansları aracılığıyla gazetecilere servis ediyoruz. Medya takibi yapıp raporluyoruz.
Sakal, yüzyıllar boyunca bazı dönemlerde benimsenmiş, bazı dönemlerde küçümsenmiş olsa da modası hiç geçmeyen bir olgu, hatta bir felsefe. Geçmişte bedenin bir uzuvu, şimdiler de ise aksesuar olarak nitelendirilen sakal, tarih öncesinden günümüze farklı kültürlerde birçok farklı anlam ifade etti. Kimi zaman güç ve statüye, kimi zaman da vergi alınan bir araca karşılık gelse de bugün, dünyadaki yetişkin erkeklerin %55’i, Türkiye’de ise yaklaşık %25’i sakal bırakmayı tercih ediyor.
Tarih öncesi insanının bir uzuv olarak kabul ettiği sakal; hem buzul çağda düşük sıcaklığa karşı yüzün ısı dengesini sağlaması hem de düşmanlarına karşı caydırıcı bir etken olarak görülmesi sebebiyle ilkel insanın kendi varlığını devam ettirebilmesi adına önemli bir unsur olarak görülmüş.
Eski medeniyetlerde sakal, yaşlı ve düşünürler için güç ve bilgeliğin simgesiydi. Eski Mısır’da ne kadar uzun bir sakala sahipseniz, o kadar güçlü bir erkek, hatta yüce bir varlık olduğunuz düşünülüyordu. Bu yüzden Firavunlar, krallığı simgeledikleri için, altından yapılan takma sakal takıyordu. Ucu yukarı doğru kıvrık sakal ise sadece tanrılar içindi, ancak firavunlar öldükten sonra tanrı olduklarından bu biçimi uygulayabiliyorlardı.
Sümerliler, Asurlular ve Fenikeliler, Mısırlıların aksine sahte sakal kullanmıyor, üst düzey erkekler sakallarını kınayla boyuyor ve altın tozuyla pudralıyordu.
Eski Yunan’da ise sakal bilgeliği, erkekliği ve otoriteyi sembolize ediyor; sakalın kesilmesi utanç göstergesi sayılıyor ve ceza olarak uygulanıyordu. Spartalılar, savaştan kaçanların sakallarının yarısını korkaklıklarını göstermek amacıyla kesiyordu.
Büyük İskender ise eril saygınlığın yüzünü değiştirmiş ve düşmanın savaş sırasında çekebileceği düşüncesiyle Arbela savaşına girmeden önce askerlerine sakallarını kesmelerini emretmişti.
17. yüzyılda Rus Çarı Büyük Petro’nun uygulattığı 100 rublelik ’sakal vergisi’, her ne kadar sakalı gözden düşürse de 18. ve 19. yüzyılda hem Avrupa’da hem Amerika’da sakalın aksesuar olarak kullanımı yaygınlaştı. 20. yüzyıla gelindiğinde ise akla gelebilecek tüm şekilleriyle sakal altın çağını yaşamaya başladı.
Abraham Lincoln başkanlık yarışı sırasında küçük bir hayranının mektubundaki önerisiyle sakal bırakarak seçimi kazandı. Seçim sonrasında küçük kızla bir araya gelen Lincoln, tarih boyunca sakalıyla bilindi ve tanındı.
Seçim kazandıran sakal, Komünizm ile mücadele döneminde ise hedefe kondu. CIA, Küba Lideri Fidel Castro’nun simgesi haline gelen sakalıyla da mücadele etti.
Etrafımızdaki sakallı erkeklerin sayısı her geçen gün artıyor! Dünden bugüne karizmasını koruyan ancak geçmiş yüzyıllarda olduğu gibi günümüzde de sakallı erkeklerin aklını meşgul eden ‘sakal bakımı’ sakalbaba.com ile kolaylaşıyor. Günümüz erkeklerinin tutkusu haline dönüşen sakalın sağlıklı bir şekilde bakımına ilişkin tüm ihtiyaçlarını karşılayan sakalbaba.com, doğal ve kolay kullanım özellikleriyle sakal şampuanından bakım yağına, şekillendiriciden tarağa geniş ürün yelpazesi sunuyor.
Bilgi İçin: Tülay Genç | [email protected] | +90 (212) 635 70 68