Basın bülteninizi yazıp, haberinizi medya listeleri ve haber ajansları aracılığıyla gazetecilere servis ediyoruz. Medya takibi yapıp raporluyoruz.
PR (Halkla İlişkiler), hedef kitleler nezdinde değer yaratmak ve etkili bir iletişim kurmak için izlenen stratejilerin bütünüdür. Sürdürülebilir ilişkiler inşa etmek, olumlu marka algısı yaratmak, satın alma davranışlarında markanın hatırlanmasını sağlamak ve marka sadakati oluşturmak isteyen şirketler PR yapmayı tercih etmektedir. PR; kişi, şirket, kurum veya STK fark etmeksizin tüm oluşumların varlıklarını sürdürebilmek için başvurdukları iletişim çalışmalarını kapsar. Peki, temel PR çalışmaları nelerdir ve nasıl yapılır? Bir kurumda PR çalışmalarını hangi ekipler yürütür? Gelin, tüm bu soruların yanıtlarına blog yazımızda birlikte inceleyelim.
İngilizcedeki “Public Relations” kelimesinin kısaltması olan “PR”ın Türkçedeki karşılığı halkla ilişkilerdir. Türk Dil Kurum Sözlüğü’nde yer almayan halkla ilişkilerin 4 modeli bulunur:
İki yönlü simetrik model, günümüzde en çok kullanılan halkla ilişkiler yöntemi olmakla birlikte adını da iletişim türünün mantığından almaktadır. Bu modelde gerçek bir iletişimden söz edilebilmesi için çift yönlü bir bilgi akışının yaratılması gerekmektedir. Bu da ilgili taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşturulmasını zorunlu kılarken, her iki tarafın da birbirinin isteklerine saygı gösterilmesiyle birlikte geribildirim vermeleriyle mümkün olur. Halkla ilişkiler, işte bu özelliği ile sıklıkla karıştırıldığı reklamdan ayrılır. Reklam, hedef kitlenin bilinçaltında etki yaratarak istenilen bir davranışı gerçekleştirmesine odaklanır. Halkla ilişkiler ise açık ve dürüst bir iletişimle hedef kitle ile marka arasında bağ kurar ve istenilen davranışı bu güven temelinde kendilerinin değiştirmesine odaklanır. Bir diğer deyişle, reklam ile iyi yönlerinizi kendiniz anlatıp insanları ikna etmeye çalışırken, halkla ilişkiler ile sizi takdir eden ve size güvenen insanlar kazanarak bunu başkalarıyla da paylaşmalarını sağlarsınız.
Yukarıda bahsi geçen tüm hedef ve stratejilerin hayata geçirilmesi PR çalışmaları (halkla ilişkiler çalışmaları veya iletişim çalışmaları olarak da adlandırılır) ile mümkün olur. Kapsamlı bir PR çalışması gerçekleştirmek için
PR çalışmalarındaki amaç, söz konusu kişi veya oluşumları faaliyet alanına ve hedef kitlesine tanıtmak, insanlar ile arasında güven ve sadakat bağı oluşturmak, yeni işbirliklerinin önünü açmak, potansiyel müşterileri mevcuta dönüştürmek ve devamlılığı korumaktır. Tüm bu unsurlardaki kilit nokta ise hedef kitleye doğru stratejilerle ulaşmaktır. Zira bir markanın değerini, sunduğu ürün veya hizmetten yararlanan kitlenin sergilediği davranışlar ve sahip olduğu algı belirler.
“Neden PR yapılır?” sorusunun cevabı sürdürülebilir ilişki inşa etmek, olumlu yönde marka algısı oluşturmak, satın alma davranışlarında markanın hatırlanmasını sağlamak ve marka sadakatinin oluşturulmasında karşılık bulur. Hedef kitle ile temas halinde olmak ve olumlu ilişkiler tahsis etmek, hem tüketicilerde markaya dair pozitif bir algı oluşturulmasını hem de tüketicilerin üçüncü kişilere markayla ilgili olumlu yorumlar yapmasını sağlar.
Tam da bu noktada karşımıza çıkan PR, markaları hedef kitlelerine ulaştırarak karşılıklı faydaya dayanan uzun vadeli ilişkiler geliştirir ve markadan bir değer yaratarak hem sektörü hem de hedef kitlesi nezdinde güçlü bir imaj çizmesini olanak tanır. Bu sayede hayatta kalabilen markalar ise rekabet gücü kazanmanın yanı sıra kriz gibi olumsuz durumlardan en az zararla çıkar, PR çalışmalarıyla kazandığı değerle sektörü ve kitlesi nezdinde güçlü bir oyuncu olarak konumlanır. Bu noktada etkili bir PR çalışması örneği olarak günümüzde saygınlığıyla ve teknoloji alanındaki otoritesiyle öne çıkan Apple markası gösterilebilir. Harvard Business Review’da Apple markasının büyümesinde PR çalışmalarının etkisine dair yayınlanan makaleyi incelemenizi öneririz.
Faaliyet gösterdiği sektör her ne olursa olsun, markaların toplum nezdindeki değerini belirlemede kritik bir önem taşıyan PR, “iletişim" adı altında yapılan çalışmalara dayanır. İletişim çalışmaları kapsamında hedef kitle ile kurulacak temas için kullanılan pek çok yöntem ve araç bulunur. Bunlar, temelde şöyle sıralanabilir:
Bu çalışmalar bütününde yöntem ve araç ne olursa olsun, hedef kitlede etki bırakabilmek için medyanın gücünden yararlanmak şart. Medya, kişi, şirket, kurum ve STK’lara ilişkin önemli bilgi ve gelişmeleri kamuya duyurmanın yanı sıra hedef kitlede istenilen sonucu yaratmak için de köprü görevi görür. Hedef kitleler, medyada yer alan ve görünür olan markaları tanır, haklarında fikir sahibi olur, algı geliştirir ve medyada çizdikleri imaj doğrultusunda onları konumlandırır.
Markaların medyada yer alması için basınla, yani gazetecilerle iletişim kurmaları gerekir. Çünkü bir PR kampanyasındaki en güçlü ve uzun vadede etki yaratacak araç basın çalışmalarıdır ve markaların bu aşamada temel mesajlarını hedef kitlelerine ulaştıran basın mensuplarınca bilinirlik yaratması gerekir. Bunun için gazeteciler, basın bültenleri aracılığıyla kişi veya işletmelere dair önemli bilgi ve gelişmelerden haberdar edilir. Markanın basın nezdindeki imaj ve itibarını güçlendirerek gazetecinin markaya dair haberleri değerlendirmesini ve kamuyla paylaşması için dikkat edilmesi gereken belli başlı noktalar vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Tüm bunların bir kez daha açıkça ortaya koyduğu üzere PR çalışması reklam değildir. PR, basınla ve hedef kitleyle etkileşim halinde olmayı gerektiren ve sürdürülebilir iletişim için gerekli olan profesyonel bir süreçtir. Bu süreçte iletişim alanında uzman kadrolarıyla destek veren geleneksel PR ajanslarının yanı sıra, dijital çağın dinamiklerine entegre olmuş yeni nesil PR ajansları ve online PR servisleri markalara kılavuzluk eder.
Halkla ilişkiler ekibi bir şirketin içinde yer alan küçük bir grubu temsil etmekle birlikte, PR servisi veya PR ajanslarının tümüne de karşılık gelebilir. Fakat kurum içinde yer alan halkla ilişkiler ekibi ile PR ajanslarının üstlendiği görevler ve etki alanları arasında farklar bulunmaktadır. Şirketteki halkla ilişkiler grupları kurumlarına özgü gelişmeleri yalnızca küçük hedef kitlelerine ulaştırabilirken, global trendlerle özgün çalışma modelleri geliştiren PR ajansları basın bültenleri, röportajlar, basın toplantıları, televizyon programları ve çevrimiçi içerik gibi çalışmalarla markaların kamuoyunda da itibar kazanmasını sağlar.
PR ekipleri, markalar adına birçok rol üstlendiği için herbir görevi yerine getirecek kişilerden oluşmaktadır. Yöneticiler, liderler ve bireysel katkıda bulunan bu kişiler yetkinliklerine bağlı olarak bir PR çalışmasının bütününe hizmet eder. Bir PR ekibinde içerik oluşturmak için editörler, marka ile iletişim kurmak için müşteri temsilcileri, hizmet ve çalışma modellerini tanıtmak için satış profesyonelleri, halkla ilişkiler kampanyasının çıktılarını saptayarak rapor ve belge oluşturmak için ise rapor uzmanları bulunmaktadır. Bu çalışanlar her ne kadar farklı görevler üstlense de iş süreçlerinde marka adına bir kampanya süreci yürütmelerinden dolayı PR çalışmalarına özgü medya ilişkileri, kriz yönetimi ve topluluk ilişkileri konularında katkıda bulunabilecek düzeyde yetkinliğe sahiptirler. Çünkü PR ajansları markanın tercihine bağlı olarak yalnızca basın ve medya ilişkileri değil, aynı zamanda marka ve müşteri arasında da köprü görevi görürler.
Markalara özel iletişim stratejileri geliştiren PR ajansları, markaların isteğine bağlı olarak hem müşteri hem de basın ilişkilerini yönetirler. PR profesyonelleri bu kapsamda hizmet verdikleri şirketlerin talep ve ihtiyaçlarına cevap verirken basın aracılığıyla hedef kitlelerine ulaşabilmeleri için medya mensuplarıyla sürekli olarak temas halinde olurlar. Özellikle basın bültenleri, organizasyonlar ve kurumsal sosyal sorumluluk projeleri gibi pek çok araç ve yöntem kullanırken, medya ile aralarındaki bağları her zaman güçlü tutarlar. Fakat pek çok alan gibi teknolojinin gelişmesi ve dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, PR alanında hizmet veren ajansların da çağa entegre olmaya başladığı ve çalışma modellerini dönüştürdükleri görülüyor. Bu noktada en etkili faktör ise insanların değişen iletişim tercihleri, bilgi edinme ve paylaşma yöntemleri olarak karşımıza çıkıyor. Böylece verdikleri hizmetlerde dijital platformlara ve çevrimiçi haber sitelerine odaklanan PR ajansları, PR yapmak isteyen markaları da dijitale yönlendiriyor.
Günümüzde internetin kullanımıyla birlikte etkisi giderek azalan basılı yayınlar ve kitle iletişim araçları, yerini online haber siteleri, forum, blog ve sosyal medyaya bırakırken, markaların iletişim çalışmaları da dijital ortamlara taşınıyor. Bu kapsamda PR’ın gerekliliklerinden biri olan medyadaki bilinirlik de yerini online medyada görünürlüğe bırakıyor. PR ajansları da marka bilinirliğini artırmak, basın ve hedef kitleleri nezdinde farkındalık yaratmak, imaj ve itibarını güçlendirmek için yürüttükleri tüm çalışmaları dijital mecralar odağında dönüştürüyor. Online PR olarak adlandırılan bu yaklaşım, ister kişi veya kurum, ister STK olsun PR çalışması yapmak isteyen herkes için hem etkinlik hem de maliyet bazında daha fazla avantaj sunar.
Geleneksel PR ajanslarından farklı olarak aylık sabit ücretler ödemeksizin ve bağlayıcı sözleşmelerle hareket alanınızı kısıtlamaksızın ihtiyacınız duyduğunuz ve kullandığınız kadar ödeyerek yararlanabileceğiniz B2Press Online PR Servisi, dijital çağın halkla ilişkiler dinamiklerine uygun stratejiler geliştirmeniz için sizinle birlikte çalışır. PR çalışmalarının yapı taşı olan basın bültenlerinin yazım, dağıtım ve raporlama süreçlerini uçtan uca yürüten B2Press, medya takip ve markalı içerik hizmetleriyle de medya gündemine hakim olmanıza ve basındaki görünürlüğünüzü artırmanıza yardımcı olur. Siz de etkili PR çalışmalarıyla markanızın imaj ve itibarını güçlendirerek rakiplerinizden daima bir adım önde olmak istiyorsanız, B2Press ile hemen tanışmanın tam zamanı!
