web
    stats
KÜTÜPHANE

Doktor, klinik ve hastanelerin tanıtımı nasıl yapılır? 

Doktor, klinik ve hastanelerin tanıtımı nasıl yapılır? 
24.08.2022

Sağlık sektöründe canla başla çalışan doktorlar, yoğun bir şekilde faaliyet gösteren klinik ve hastaneler, kamuoyunu bilgilendirecek çalışmalarla hem hedef kitlelerine ulaşabilir, hem de bilinirliklerini artırabilir. Üstelik sadece Türkiye'de değil hedefledikleri yurt dışı pazarda da basında haber olabilir, kendilerinin ya da kurumlarının tanıtımını yapabilir.

Pandemi, kişisel PRa ya da daha anlaşılır haliyle basında tanıtım çalışmaları yapmaya mesafeli yaklaşan doktorları medyayla yakınlaştırdı. Sağlığın bir numaralı gündem haline gelmesinin üstüne, artan akıllı cihaz kullanımını ve bireylerin çevrimiçi platformlarda daha fazla zaman geçirmesini eklediğimizde, dijital mecralarda sağlık uzmanlarının görüşlerini okumaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaya başlandı.

Peki dünyanın en saygın mesleklerinden birine sahip doktorların tanıtım yapması doğru mu? Basında görünür olması, mesleğin saygınlığını azaltır mı? Toplumsal fayda odaklı ve araştırmalara dayalı doğru bilgiler sundukları, etik kurallar çerçevesinde iletişim yaptıkları sürece elbette ki doktorlar da diyetisyenler de psikologlar da tanıtım yapmalı ve kendi uzmanlıklarında toplumu aydınlatmalı. Ama bu kurallar çerçevesinde olduğu sürece… Kişi özelinde bir tablo çizdiysek de benzer bir durum klinik ve hastaneler için de geçerli. Gelin birlikte değerlendirelim. Doktorların tanıtımı nasıl yapılır?” sorusundan yola çıkalım ve sağlıkta PR’ın ya da sektörel tabiriyle sağlık iletişiminin nasıl olduğunun yanıtını bulalım…

Tanıtım konusunda doktorlar neler yapamaz?

Sağlık alanındaki düzenlemelerin tamamında, sağlık uzman ve kuruluşlarının reklam yapması yasaklanmış; bilgilendirme ve tanıtım faaliyetleri ise belirli kurallara tabi tutularak önemli ölçüde sınırlandırılmıştır. Bu nedenle yazımıza İstanbul Tabipler Odası tarafından yayımlanan Sağlık Alanındaki Reklam Yasağı ve Tanıtım Kuralları'nı hatırlatarak başlayalım.Çünkü sağlık iletişiminin yol haritasını çizerken, bu etik kurallar anahtar işlevi görüyor. Etik kuralların göz ardı edildiği tanıtım çalışmaları doktorlara, klinik, tedavi merkezi ve hastane gibi kurumlara telafisi olmayan zararlar verebiliyor. Öte yandan etik kurallar çerçevesinde gerçekleştirilen PR çalışmaları, doktorların kamuoyundaki itibarını desteklerken, onları olası iletişim krizlerine karşı da koruyor. İşte İstanbul Tabipler Birliğinin uyulmasını beklediği ilke ve kurallardan seçtiklerimiz: 

  1. Sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikte, toplumu bilgilendirmeye yönelik içerik paylaşılabilir. Doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış bilgilere yer verilemez.
  2. İnternet ortamında hasta bizzat muayene edilmeden, yöneltilen soruların yanıtlanmasıyla tedavi önerilerinde bulunulamaz.
  3. Meslektaşlar veya sağlık kurum ve kuruluşları arasında rekabete yol açan, hekimliğe ve sağlık kuruluşlarına ticari bir görünüm veren, reklam niteliği taşıyan ve diğer sağlık kurum ve kuruluşları ile hekimleri kötüleyen ibarelere yer verilemez.
  4. İfadelerde muayene ve tedavi ücreti belirtilemez; kampanya veya promosyonlar dahilinde ücretsiz muayene vaat edilemez. 
  5. Etik kuralları ve hasta hakları ihlal eden, abartılı, insanları yanıltıcı, korku veya paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, gerçeğe aykırı ifadeler kullanılamaz.

Doktorlar basında haber olmak için neler yapabilir?

Yapılmaması gerekenleri bir kenara koyduktan sonra, şimdi de sağlık iletişiminde hangi yaklaşımların izlenmesi gerektiğini ele alalım ve konuyu bir örnekle açıklayalım. Bir enerji şirketi, araştırma ve raporlarla nasıl bugünden geleceğin enerji stratejilerinde belirleyici bir rol üstleniyorsa, doktorlar da geleceğin sağlık stratejilerinin oluşturulmasında başrol oynuyor. İşte tam da bu noktada enerji şirketinin yaptığı araştırmaların kitle iletişim araçlarıyla kamuoyuna en iyi şekilde aktarılması kadar doktorların da bu yöndeki çalışmalarının toplumun her kesimine ulaştırılması büyük önem taşıyor. Kendi özel kliniğinde hizmet verenlerden tutun, pandemi ile tanıştığımız Bilim Kurulu üyelerine, devlet hastanelerinde, hastane ve kliniklerde görev alanlara kadar tüm doktorlar için geçerli olan bu durum, profesyonel bir PR hizmeti gerektiriyor. Toplumsal fayda odaklı yaklaşımlar, kamuoyunda kabul görüyor. Sağlık iletişimini diğerlerinden ayıran en önemli unsur da bu tür yaklaşımlar. Aksi halde verilen iletişim hizmeti algı yönetiminde negatif bir etki yaratıyor.

Öte yandan kişisel PR hizmeti, Türkiyenin dünya sağlık hizmetlerinde yükselen konumu karşısında doktorların klinik ve tedavi merkezlerinin sesini dünyaya ulaştırması açısından büyük bir itici güç oluşturuyor. Yurt dışından gelen hasta taleplerindeki artış, PR çalışmasına da uluslararası bir boyut kazandırıyor. Bu noktada farklı hedef kitlelere özel stratejiler belirlenmesi ve etik kurallar çerçevesinde çeşitli aksiyon adımları ile iletişim çalışmalarının yürütülmesi büyük önem taşıyor. Uluslararası PR çalışmaları, farklı ülkelerdeki hedef kitlelere özel bir yaklaşım gerektiriyor. Dolayısıyla profesyonel iletişim çalışmaları, doktorları, klinik ve tedavi merkezlerini sınır ötesine taşıyan etkili bir araç işlevi de görüyor. Klinik ve tedavi merkezlerinin yurt dışındaki hastalara seslerini ulaştırabilmelerinin yolu PR çalışmalarından geçiyor.

Peki doktorlar hangi konularda basın aracılığıyla bilgi paylaşabilir. İşte 5 ipucu:

  1. Toplum sağlığını ilgilendirecek konulara açıklık getirebilirler.
  2. Yanlış bilinen tedavi yöntemleriyle ilgili toplumu bilgilendirebilirler.
  3. Yeni teknolojiler ve tedavi süreçlerine teknolojinin sağladığı faydaları anlatabilirler.
  4. Yeni araştırma bulgularını paylaşabilirler. 
  5. Yeni teşhis ve tedavi yöntemlerini açıklayabilirler.

Pandemi doktorların sesini milyonlara ulaştırdı

Daha düne kadar sağlık iletişimi deyince ilk akla gelen hastane zincirlerinin yerini, pandemiyle doktorlar almaya başladı. Enfeksiyon, kalp ve göğüs hastalıkları, kulak burun boğaz, onkoloji, epidemiyoloji ve halk sağlığı uzmanlarından diyetisyenlere hatta psikologlara kadar çok sayıda sağlık uzmanı, COVID-19a dair görüşleriyle medyada aktif görünürlük elde etti. Adını daha önce belki de hiç duymadığımız uzmanlar, sosyal medya dahil tüm kitle iletişim araçları aracılığıyla kamuoyuna sesini duyururken, aslında farkında varmadan kendi tanıtımlarını (kişisel PR) yapmaya başladı.

Pandeminin yarattığı olağanüstü gündem, doktorların etkili bir PR çalışması gerektiren markalaşma sürecini kendiliğinden destekledi bile diyebiliriz! Ancak bu durum olası iletişim krizlerine daha geniş bir kapı araladı.

PR çalışmaları sağlık kuruluşlarının itibarını artırıyor

İletişim krizlerine meydan vermeyecek şekilde doğru bir iletişim stratejisiyle ilerlemenin yolu doğru zamanda, doğru yerde, doğru sözü söylemekten geçiyor. Pandemide medyanın haber alma ihtiyacını karşılamak amacıyla olağanüstü bir çaba sarf eden doktorlar için bu kural çok daha büyük bir önem taşıyor. Pandemi gündeminde evinden haber bültenlerine canlı olarak bağlanan, çok geç saatlerde yayınlanan programlara konuk olan doktorlar, sürecin kazanımları kadar kayıplarıyla da karşı karşıya kaldı. Birden çok doktorun ağırlandığı programlarda meslektaşlarıyla polemiğe giren, yayınlara evlerinden bağlanmanın getirdiği magazinsel risklerle karşı karşıya kalan, yayın sırasında uykuya yenik düşerek "trend topic” olan isimler hâlâ hafızalarımızdaki yerini koruyor. Dijital teknolojinin gücü, iletişim krizlerini daha da yakınlaştırırken, kamuoyunda kanaat önderi olarak anılan simaların tıpkı markalar gibi profesyonel PR hizmetine olan ihtiyacını artırıyor. Konuyu klinik ve hastaneler açısından değerlendirdiğimizde, profesyonel PR hizmetinden yoksun kalınması, olası krizlere davetiye çıkardığı gibi kurumların güvenilirlik algısını da tehlikeye atıyor. Reklam içermeyen, tedavi yöntemleriyle yol gösteren, hastaları yönlendiren içeriklerle doktorların itibarını korumak, klinik ve tedavi merkezi gibi kurumların iletişimine değer kazandırmak mümkün. Üstelik bunu basın bülteni dağıtımı ile yapmak, dolayısıyla medyaya düzenli ve kontrollü bilgi akışı sunmak, iletişim krizlerini baştan ekarte eden, avantajlı bir yöntem olarak öne çıkıyor.

Sağlıkla ilgili konularda herkes internette arama yapıyor!

İnsan hayatı için en önemli hizmetlerden birini sunan sağlık sektörünün toplumun her kesimine hitap eden sayılı alanlar arasındaki konumu, onu daha da önemli hale getiriyor. Bu nedenle sektörün başlıca oyuncuları olan doktorlar, klinik ve hastaneler ile hastalar arasında bilgi ve güvene dayalı bir iletişim süreci yürütülmesi gerekiyor. Tanı ve tedavi sürecinde kritik rol oynayan bu iki etmenin doğru yönetilmesi, doktor-kurum ve hasta ilişkisine yön veriyor. Doğru bilginin aktarılması ve güven tahsisinin sağlanması noktasında sadece doktorlar özelinde değil klinik ve hastaneler açısından da karşımıza PR çalışmaları çıkıyor. Hastalara sunulan genel ya da öngörülebilir tedavi yöntemleri, iletişim çalışmalarında rol alabiliyor. Sağlık iletişiminde öznenin doktor, klinik ya da hastane gibi kurumlar olması farklı yöntemlerin devreye girmesini gerektirmiyor. Etik kurallar çerçevesinde yapılan iletişim çalışmaları ile kurumların da doktorların da algı yönetiminde başarısı kaçınılmazlaşıyor. Üstelik iletişimin hedefi dijital mecralar olarak seçildiğinde, bireylerin internetten araştırma yapma alışkanlığı, tanıtımların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor.

İnternet aramalarında kullanıcıların karşısına haberlerle çıkmak oldukça önemli

Günümüzde doktorlara, kliniklere ve hastanelere ulaşmak isteyen hasta ve hasta yakınları önce internet üzerinden detaylı bir arama yapıyor. Bu sayede doktorların uzmanlık alanında yayınladığı bilgilendirici yazıları okuyor, benzer hastaların deneyimlerini öğreniyor, medyadaki demeçlerinden yararlanarak öne çıkan özellikleri hakkında fikir sahibi olabiliyor. Klinik ve hastanelerin hizmet kalitesi hakkında fikir edinebiliyor. Doktor ve hasta arasındaki güven inşasında bu bilgilerin ulaşılabilir olması belirleyici rol oynuyor. Durum böyle olunca haber çalışmaları doktorlar, klinikler ve hastaneler için hiç olmadığı kadar etkili bir yöntem haline geliyor. Medyada görünürlük, doktorların etik kuralları gözeterek kamu nezdinde başarılı ve güvenilir bir imaj yaratması için oldukça kritik. Hastane ve poliklinikler için de öyle… İyi bir imaj ise doktorların uzmanlık alanlarındaki hakimiyetine ve imza attıkları başarılar kadar klinik ve hastanelerin hizmet kalitesine bağlı. PR çalışmaları, hasta ve hasta yakınlarının alanında uzman isimlere, kurumlara ulaşmasını kolaylaştırıyor. İster doktor olsun isterse klinik ya da hastaneler, etik kurallar çerçevesinde yapılan PR çalışmaları ile hedef kitleleriyle yakın temas kurabiliyor.

Haberlerde uzman görüşü aranıyor

Konumuz tıp bilimi olunca sadece bilgiye ulaşmak yetersiz kalabiliyor. İşin bu kısmında sağlık otoritelerinin görüş ve öngörülerini içeren haberlerin yol göstericiliği tartışılmaz bir gerçek. Bir doktorun önemsizmiş gibi görünen mide ağrılarının hayati risk taşıyan ciddi rahatsızlıkların belirtisi olabileceğine dair görüşüyle soluğu doktorda alabiliyoruz. Hareketlilikte sınır tanımayan çocuğumuzu sakinleştirmenin yollarını aramak için yaptığımız araştırmalarda, çocuğumuzun hiperaktif davranışlar gösterdiği gerçeğiyle yüz yüze gelebiliyoruz. Yaramaz sandığınız çocuğunuz hiperaktif olabilir” uyarısında bulunan uzmanlardan destek alarak, tükenmişlik sendromunun kıyısından dönüp çocuğumuzun hayatında sağlıklı bir sayfa açabiliyoruz. Kişisel PR’ın gücüyle saniyeler içinde görüşlerine ulaşabildiğimiz doktorlar, uzmanlık alanları doğrultusunda bir nevi kılavuz görevi görüyor. Araştırdığımız herhangi bir konuya farklı bir tedavi yöntemi ile ışık tutan klinik ve hastane gibi kurumlar da öyle… Sağlık sektöründe doğru bir tanıtım çalışması, hem sağlık uzmanları ve kurumlarına hem de hastalara fayda sağlıyor.

B2Press ile 50'den fazla ülkede basın bülteni dağıtmak mümkün.
Detaylı bilgi için hemen formu doldurun.
TEKLİF FORMU
Lütfen hedef ülkenizi seçiniz.
Lütfen geçerli bir isim giriniz.
Lütfen geçerli bir e-posta adresi giriniz.
Lütfen onaylayın.
© B2Press B.V.
B2Press
Gönderiliyor...
B2Press